Yetmedi bu kitap bana! Keşke 57 değil de 557 sayda
olsaymış...
Romanın içindeki romanı okuyor gibi bir his oluşuyor
okurken. Kendi kendine konuşan yazarımız bizi büsbütün olayların içine
çekebildi. Nedense Zweing'i andım okurken; Belki de kısa öykülere bir dünya
sığdırmak herkesin yeteneği değildir, onun için. Kesinlikle işin içinden
ustalıkla çıkmış.
Kitap içeriği için arka kapakta da yer alan, kitaptaki küçük
bir bölümü yazmak istiyorum:
"Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?"
dedi.
"Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara
sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı."
"Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku," dedim.
Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi.
"Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,"
dedi, arkasını dönüp gitti.
Alıntılar:
Nereye gidiyorsun çocuk," dedim içimden, "büyümeye mi?"
Sayfa 58 - iletişim
"Aslında, tam diye bir şey yoktur," dedim, "her tam, bir üst
yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür."
Sayfa 45 - iletişim
" Hikaye " dedim. " Gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal,
adını da yarım kalan hikaye koyalım. "
" Sen zaten neyi tamam ettin ki? " dedi bana...
" Sen zaten neyi tamam ettin ki? " dedi bana...
Sayfa 45 - iletişim
Ama hikaye üzerine mi konuşuyordu, yoksa hikaye üzerinden mi?
Sayfa 28 - iletişim
"..." beni okuyormuş gibi, bakışlarıyla "Ne?" demişti.
Bu dilsiz, konuyu biliyormuş da bilmiyormuş gibi yapan, ya da benden duymak
isteyen "Ne?"lere cevap veremiyor, kendimi sorun çıkaran, suçlu biri
gibi hissediyor ve içimden geçenleri gizliyordum.
Sayfa 24 - iletişim
"Yanlışımız nerede?" dedim. Baktı. Sanki cevabı biliyormuşum da,
işgüzarlık olsun diye soruyormuşum ya da biz bu dersi daha önce görmüşüz de
acaba unutmuş muyuz gibi.
Sayfa 21 - iletişim
Ses tonlamalarına takılırdım. Sesler her şeyi söylerdi.
Sayfa 19 – iletişim
Bana ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...
Sayfa 19 - iletişim
Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu?
Bana ait tek tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?
Sayfa 19 - iletişim
Ya da bana öyle gelmişti. Bir şeyin gerçekte öyle mi olduğu yoksa bana mı
öyle geldiği konusu her zaman kafamı karıştırdı.
...
Bir şeyleri hissediyor, ama reddediyordum. "Bana öyle geliyor"du.
...
Bir şeyleri hissediyor, ama reddediyordum. "Bana öyle geliyor"du.
Sayfa 15 - iletişim
her neyse, her konunun kendine göre bir kum saati, vadesi vardı.
Sayfa 12 - iletişim
Film bitmiş de, herkes salondan çıkarken, aklı son sahneye takılı kalmış,
koltuğuna çakılı adam ruhuyla baktım.
Sayfa 10 - iletişim
Ne olmuştu da, "Seninle dünyanın her yerine gelirim," diyen
Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı.
Sayfa 22 - iletişim
Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyordum, bir şeyin eksik olduğunu,
eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim.
Sayfa 7 - iletişim
0 yorum:
Yorum Gönder