Düşüncelerinizi ifade etmek için gerekli kelimeler bile bu
dünyadan silinip giderse, nasıl özgürce düşünebilirsiniz? Gerçekten düşünmeye
ayrı bir birey olmaya gerek var mı? Birey mi iyidir, yoksa bütünün bir parçası
olmak mı? Beyaz bir sürüdeki tek siyah daima dikkat çeker, göze batar. Siyah
olmaya gücün yeter mi?
Açıkçası sert ve çarpıcı bir kitap. Okurken arada
duracaksınız ve diyeceksiniz ki "Bu ne açık sözlülük ve haklı
gerçeklik!" Yöneten-yönetilen arasındaki paslaşmanın ve yönetilenin
üstündeki o baskıyı ancak sürüdeki siyah hisseder. Oysa insanı siyah beyaz düşünceler
olarak ayıramazsın. İki renk arasında grinin o kadar çok tonu vardır ki düşünce
olarak....
Kitabın ilk 200 sayfası sonraki 150 sayfaya sizi hazırlamak
için gibiydi aslında. Zihin makinalaştırıldıktan sonra insan olmanın bir önemi
yoktur. Okuduğum en gerçekçi ve en az gerçekleşmesinin isteyeceğim
distopyalardan birisiydi. Boşuna kabus distopyası olarak tanımlanmamış.
Keyifli okumalar dilerim...
Alıntılar:
Zekilik kadar aptallık da gerekliydi, ama aptalca davranmak da zekice
davranmak kadar zordu.
Sayfa 315
İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de.
Sayfa 286
+"Elimde değil," dedi. "Gözümle gördüğümü nasıl yadsırım?
İki kere iki dört eder."
-"Bak, winston. Bazen iki kere iki beş eder. Hatta bazen üç eder. Bazen aynı anda hem üç hem beş ettiği de olur. Daha fazla çaba göstermelisin. Aklı başında olmak kolay değildir."
-"Bak, winston. Bazen iki kere iki beş eder. Hatta bazen üç eder. Bazen aynı anda hem üç hem beş ettiği de olur. Daha fazla çaba göstermelisin. Aklı başında olmak kolay değildir."
Sayfa 285
Gökyüzünün herkes için bir olması ne kadar tuhaftı. O göğün altındaki
insanlar da birbirine çok benziyorlardı; her yerde, yeryüzünün dört bir
yöresinde, birbirlerinin varlığından habersiz, aralarına nefret ve yalan
duvarları girmiş, ama yine de birbirinin aynı olan; '...' yüz milyonlarca insan
yaşıyordu.
Sayfa 252
Felsefede, dinde, ahlakta ya da politikada iki kere iki beş edebilirdi, ama
iş bir top ya da uçağın yapımına geldi mi, iki kere iki dört etmek zorundaydı.
Sayfa 228
Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu
düşünüyorsan, onları yendin demektir.
Sayfa 197
Sırf, bir şey yapmayı hiçbir şey yapmamaya yeğlediğim için. Şu oynadığımız
oyundan kazançlı çıkmamız olanaksız. Kimi yenilgiler kimilerinden daha iyi
olabilir, o kadar.
Sayfa 164
Satrançta mat olmuşken hamle yapmaya çalışmak gibi bir şeydi.
Sayfa 138
Küçük nesneleri görebilen, ama büyük nesneleri göremeyen karıncalara
benziyorlardı.
Sayfa 118
Bir zamanlar dünyanın güneşin çevresinde döndüğüne inanmak nasıl delilik
belirtisi olarak görüldüyse, şimdi de geçmişin değiştirilemeyeceğine inanmak
delilik belirtisi olarak kabul ediliyordu. Bu inancı bir tek kendisi taşıyor
olabilirdi ve eğer öyleyse, o zaman delinin tekiydi. Ama deliliği pek dert
etmiyordu, onu asıl ürküten yanılıyor olabileceğiydi.
Sayfa 105
NASIL'ını anlıyorum: NEDEN'ini anlamıyorum.
Sayfa 105
Bu adam gerçek bir insan değil de bir çeşit kuklaydı sanki. Konuşan, adamın
beyni değil, gırtlağıydı. Ağzından çıkanlar sözcüklerdi gerçi, ama gerçek
anlamda bir konuşma değildi bu: Ördek vaklaması gibi, bilinçsizce çıkarılan bir
gürültüydü.
Sayfa 79 - Can
Her davranışın sonuçlarını, o davranışın kendisi doğurur.
Sayfa 52 - can
Kafatasınızın içindeki birkaç santimetreküp dışında, hiçbir şey sizin
değildi.
Sayfa 51 - can
0 yorum:
Yorum Gönder