Uzun zamandır okuduğum en güzel distopya örneğiydi.
Kitaba aşık oldum desem yeridir.
Konusuna gelirsek İtfayeciler yanmaz evler
yapıldığından beri başka bir iş için görevliler: 'Kitapları Yakmak' (!)
(Onlar kitapları yakarken benim içim yandı her
sayfada.)
Ana kahramanımız Montag da bu itfayecilerden biri.
Hatta işini zevkle yapan yaktıkça mutlu olan bir kahraman. Taa ki yolu küçük
Clarisse ile kesişene dek. Clarisse bize kitabın vermek istediği mesajları en
çok ileten karakterdi belki de. O her bir şey söylemek için ağzını açtığında
kalemimi hemen alıp çizdim desem abartmış olmam. En çok alıntı yaptığım ve en
çok etkilendiğim roman oldu benim için.
Ve Bayan Montag ise kitapların önemini kaybetmesini
sağlayan insan tipinde gibi geldi bana. Bir şey olduğunda bile umursamayan tek
derdi televizyon izlemek olan bir insan... Hiçbir zaman sevemedim böylelerini.
Clarisse ne kadar sevdiysem Mildred i de o kadar az sevdim açıkçası.
Montag, Mildred ile kitaplara bağ kurmak ister ama
Montag bu yolda yalnız olduğunu, eşinin tek mutluluğunun televizyon olduğunu
fark eder. Sevgili Bay Montag, Clarisse den sonra sorgulamaya başlar. Sorguladıkça
hatasını anlar, Anladıkça ise değiştirmek için çaba sarf eder. Biz ise onun bu
yolculuğunda ona eşlik ediyoruz.
Kitabın konusundan çok düşüncelerimden bahsetmemin
nedeni kitabı sizin keşfetmenizi istiyorum. Çünkü gerçekten keşfetmeye değer
bir kitap. (puanım: 10/10)
Alıntılar.....
Eğer bilgisizliğini saklarsan kimse sana vuramaz, ama hiçbir zaman
öğrenemezsinSayfa 157 - İthaki
Çoğumuz dünyayı dolaşıp herkesle tanışamayız, bütün şehirleri göremeyiz.
Bunun için zamanımız, paramız ve bu kadar çok arkadaşımız yoktur. Aradığın
şeyler dünyada, fakat vasat bir insan için onların yüzde doksan dokuzunu
görmenin yolu kitaplardan geçer.
Sayfa 131 - İthaki
Eğer kaybedecek bir şeyin yoksa, istediğin riske girebilirsin.
Sayfa 129 - İthaki
Mutlu olmak için her şeye sahibiz, ama mutlu değiliz.
Sayfa 126 - ithaki
Biliyor musun, kitaplar hindistan cevizi ya da yabancı ülkelerden gelen
bazı baharatlar gibi kokarlar.
Sayfa 125 - ithaki
En baştan başlayacağız, yeniden.
Sayfa 108 - ithaki
"Bir şey yapacağım,"
"Daha ne olduğunu bilmiyorum, fakat büyük bir şey yapacağım."
"Daha ne olduğunu bilmiyorum, fakat büyük bir şey yapacağım."
Sayfa 104 - ithaki
Hepimiz birbirimize benzemeliyiz. Kimse eşit ve özgür doğmamıştır,
herkes eşit yapılır.
Her insan bir diğerinin sureti olunca herkes mutlu olur. İşte böyle!
Bitişik evdeki kitap dolu bir silahtır. Yak gitsin.
herkes eşit yapılır.
Her insan bir diğerinin sureti olunca herkes mutlu olur. İşte böyle!
Bitişik evdeki kitap dolu bir silahtır. Yak gitsin.
Sayfa 95 - ithaki
Aniden her şeyin yanlış olduğunu anladığı için ağlamaya başladı, ölüm için
değil, fakat ölüm karşısında ağlayamadığı düşüncesi için.
Sayfa 76 - ithaki
Neredeyse geriye dönüp aynı yolu yeniden yürüyecek, onun geri dönmesi için
zaman yaratacaktı. Emindi ki, aynı yolu geri yürüse her şey yeniden yoluna
girecekti.
Sayfa 60 - ithaki
"Ah onlar benim eksikliğimi hissetmezler,"
"Ben anti-sosyalim, öyle diyorlar. Onların arasına karışmıyorum. Çok garip. Ben aslında sosyal biriyim. Bu tümüyle, sosyalle ne kastettiğimize bağlıdır, değil mi? Bana göre sosyal demek, bu gibi şeyler hakkında konuşmak demektir."
...
"Hiç arkadaşım yok. Bunun da beni anormal olduğumu kanıtladığı varsayılıyor. Fakat tanıdığım herkes bağırıyor vahşiler gibi...
Dikkat ettin mi, bugünlerde insanlar birbirlerini nasıl incitiyorlar?"
....
...
-"İnsanlar hiçbir şey konuşmuyorlar."
+"Hayır, konuşmaları GEREK!"
- "Hayır, hiçbir şey konuşmuyorlar. Çoğunlukla, arabaların, elbiselerin ve yüzme havuzlarının isimlerini sayıyorlar ve ne kadar harika olduklarını söylüyorlar. Hiç kimse diğerinden farklı bir şey söylemiyor."
"Ben anti-sosyalim, öyle diyorlar. Onların arasına karışmıyorum. Çok garip. Ben aslında sosyal biriyim. Bu tümüyle, sosyalle ne kastettiğimize bağlıdır, değil mi? Bana göre sosyal demek, bu gibi şeyler hakkında konuşmak demektir."
...
"Hiç arkadaşım yok. Bunun da beni anormal olduğumu kanıtladığı varsayılıyor. Fakat tanıdığım herkes bağırıyor vahşiler gibi...
Dikkat ettin mi, bugünlerde insanlar birbirlerini nasıl incitiyorlar?"
....
...
-"İnsanlar hiçbir şey konuşmuyorlar."
+"Hayır, konuşmaları GEREK!"
- "Hayır, hiçbir şey konuşmuyorlar. Çoğunlukla, arabaların, elbiselerin ve yüzme havuzlarının isimlerini sayıyorlar ve ne kadar harika olduklarını söylüyorlar. Hiç kimse diğerinden farklı bir şey söylemiyor."
Sayfa 57 - ithaki
"Neden acaba," dedi Montag, "seni uzun yıllardan beri
tanıyormuş gibiyim?"
"Çünkü senden hoşlanıyorum," dedi Clarisse,
"ve senden hiçbir şey istemiyorum. Çünkü birbirimizi tanıyoruz."
"ve senden hiçbir şey istemiyorum. Çünkü birbirimizi tanıyoruz."
Sayfa 56 - ithaki
Kimsenin bir başkasına ayıracak zamanı yoktur.
Sayfa 50 - ithaki
Keşke onun beynini alıp kuru temizlemeciye götürüp, ceplerini boşaltıp,
buhara tuttuktan sonra, yeniden kolalayıp sabahleyin geri getirebilselerdi.
Keşke...
Sayfa 40 - ithaki
Çağımız kullanılıp atılan kağıt mendil çağı. Burnunu bir kişiye sil,
buruşturup at, başka birini al, sil, buruştur, at.
Sayfa 41 - ithaki
Ne kadar çok insan var, diye düşündü. Bizim gibi milyarlarsa insan var, ne
kadar fazla. Kimse kimseyi bilmez. Yabancılar gelip seni rahatsız ederler.
Yabancılar gelir, yüreğini kesip alırlar. Yabancılar gelir kanını alır.
Sayfa 40 - ithaki
Anımsadığı sürece, o gülümseme hiçbir zaman silinmeyecek ve yok
olmayacaktı.
Sayfa 24 - ithaki
0 yorum:
Yorum Gönder