En son hangi kitabı okuduğumda böyle duygulanıp ağladığımı bilmiyorum. Gerçekten tüm övgüleri hak eden duygu dolu bir kitaptı.
Beş yaşındaki bir çocuğun sevgi dolu yüreği bazen koca bir dünyadan daha büyük olabilir. Ah Zeze! Dışarıda gerçekten senin yaşadığını yaşayan çocuklar olduğunu bildiğimden içim sızlıyor.
Ve büyükler... Tüm mutsuzluğunu, buruk yaşamını küçücük bir çocuktan çıkarmak...
Bu dünyadaki tüm sevginin düşmanım dediğiniz bir insandan gelmesi ve tek sırdaşınızın bahçenizdeki küçük bir portakal fidanı olması... Okuduğum en güzel kitaptı ve öyle de kalacak.
Kısa bir özet geçmek istersek Zeze ele avuca sığmaz bir çocuktur. Onun deyimiyle insanlar hep onu suçlar, hep onu dövecek bir bahane bulur.
Bazen kendi yaptıklarından bazense hiç yapmadıklarından dayak yer. Arabasına yarassa gibi atlamak istediği karakterimiz onu herkese rezil edince onu düşmanı kabul eder. Ancak sivrisineğe acıması ve ona yardım etmesi ile küçük dostumuzun en büyük dostu olur. Bu konu hakkında şöyle demiştir:
''Portuga!''
''Hımm...''
''Hep senin yanında olmak isterdim, biliyor musun?''
''Neden?''
''Çünkü dünyanın en iyi insanısın. Senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve günışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu hissediyorum.''
Gerçekten de ona sevginin en güzel yanını vermiştir.
sınav özeti için spoiler:
portuga nın arabasını trenin parçalaması üzerine Zeze üzüntüden yataklara düşer ve hasta olur. Herkes ona portakal fidanını keseceği söylendiği için üzüldüğünü sanır. Çünkü portugayla aralarındaki dostluk sır olarak kalmıştır.
Alıntılar:
Sevginin ne olduğunu gerçekten keşfedeli beri, bütün sevdiklerimi sevgiye boğuyordum.
Sayfa 126
- ''Nen var Zeze?”
”Hiç. Şarkı söylüyordum.”
”Şarkı mı söylüyordun?”
”Evet.”
”Öyleyse ben sağır olmalıyım.”
İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim. - “Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”Sayfa 158 - - Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek.Sayfa 146 - can
- İnsan yüreğinin, bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerektiğini bilmelisin.Sayfa 121 - can
- Büyükler birtakım masallar anlatıyorlar ve çocukların her anlattıklarına inandıklarını düşünüyorlar.Sayfa 102 - can
- Bir süre bu işyerini düşündüm. Orayı sevmiyordum. Orası her gün insanları yutan, akşam olunca da çok yorulmuş insanlar kusan bir canavardı.Sayfa 63 - can
- Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur.Sayfa 49 - can
- Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.Sayfa 47 - can
- "Herkes her zaman haklı. Bense, hiçbir zaman."Sayfa 34 - can
0 yorum:
Yorum Gönder